Burun Poliplerinin Tedavisi
Tedavisi hemen daima cerrahi yöntemler olmakla beraber, cerrahi tedavi öncesinde ve sonrasında tıbbi tedavinin yapılmasının önemi çok büyüktür.
Tek başına cerrahi olarak polibin veya poliplerin alınması bir prensip olamaz! Öyleyse tedavi prensibimiz, planlamamız ne olmalıdır?
Bir inflamasyona bağlı olduğunu daha önce de belirttiğimize göre; Enfeksiyon ve ödemin etkenlerine yönelik tıbbi tedavi yapılmalı. Bu uzun süreler operasyon öncesi ve sonrasında devam ettirilmelidir. Yani tekrarlamaların önlenmesi açısından amelyat sonrasında da yıllar boyu periodik değerlendirilme gereklidir.
Cerrahide Prensipler
Antrokoanal plip dışında (onun da sinüs içindeki bileşeni mutlaka çıkartılmak koşulu ile) poliplerin tedavisi hiçbir zaman tane tane, üzüm tanesi toplar gibi pliplerin burun içinden alınması olmamalıdır (istisnalar bulunmaktadır). Bu durumda etkin veya kabul edilebilir tedavi endoskopik fonksiyonel yöntemlerle muayene ve radyolojik inceleme ile belirlenmiş olan tüm poliple dolu paranazal sinüs alanlarının da temizlenmesi, temas noktalarının önlenebileceği şekilde burun boşluğuna sinüslerin ağızlaştırılması, içinde rahat hava dolaşımının, gerekirse de sprey olarak uygulanacak olan topikal ajanların ulaşabileceği hale getirilmesinden geçer. Başka bir deyişle; örneğin topikal steroidler sinüsler kapalı olması durumunda ne miktarda,ne süre ile ile buruna sıkılırsa sıkılsın sinüslerin içine ulaştırılamaz. Bu ulaşımın sağlanması için sinüslerin burun boşluğuna açılması gereklidir.
Bir hastamı hatırlarım tüm sinüsler ve burun içi dolu olarak bana gedi. Opersyon planlaması sırasında “ne kadar sürer ameliyat” diye sordu. Ben de “ikibuçuk saat kadar sürer her yer dolu” dedim. Geldiğim şehirde onbeş dakika bilemedin yarım saatte alırm dedi doktor diyerek çıkmıştı odamdan. Bana ameliyatını olmadı. Muhtemelen diğer meslektaş sadece poliplerin burundan alınmasını kastetmişti. Yeterli olmayacağını yukarıda ifade ettim.
Bu operasyon; (tüm sinüsler dolu ise) komplikasyonlara açık, çevresinde çok önemli organlar içeren bir alan olması nedeni ile çok kısa sürmesi beklenmemelidir.
Gerekli olan sinüslere ulaşıp ugun/özgün cihazlarımızla operasyon tamamlanmasıdır.Sonrası erken dönemde basit analjeziklerle düzelebilen baş/yüz ağrısı olabilir. Hasta genellikle aynı gün veya ertesi gün taburcu olabilmektedir. Tampon çok az miktarda, kendisi eriyebilen organik materyelden yapılma ürünleri kullanmaktayım. Yani tampon almak gibi bir eziyetli durum operasyon sonrasında oluşmamaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki etkin temizlik ve bakım esastır, dolayısı ile ince kanüllerle aspirasyon işlemi, kabul edilebilir bir rahatsızlık vermek koşulu ile gerekmektedir. Altı-sekiz hafta boyunca nasal temizleme spreyleri ve epitelizan damlalar kullanıyorum. İlk aşamalarda yukarıda vermiş olduğum diyet listesi önerisine ek olarak steroid spreyler değişken periodlarla uygulamaktayım.
Sistemik, yani vucuda alınan oral veya enjeksiyon halinde steroid uygulamasını ameliyattan önceki dönemde uyguladığım olsa da rutin değildir. Ancak yoğun polipli hastalarda ameliyet öncesi sistemik kortikosteroid kullanılması ameliyat süresini kısaltmaktadır, kanamaları da belirgin azaltmakta olduğunu düşünenlerdenim.
Sonuç olarak;
Poliplerin tedavisi hemen daima cerrahi yaklaşımlardır. Ancak bu yaklaşım öncsinde de sonrasında da uzun süreli (meşakkatli olmayan) takip ve ilaç kullanımı süreci olmaktadır, olmalıdır. Bireysel uygulamam, polip tedavisi için FESS uygulamasından sonra asla tedaviniz tamamlandı demek olmamıştır. Başarı yıllar içinde değerlendirilmelidir.
Hastaların koku alması, ağız tadının gelmesinin ve devamlılığının sağlanması. Her tür burun thıkanması koku ve tad alma fonksiyonunda azalma meydana getirir. Poliplerin alınması ile koku düzelmeye büyük oranda başlar. Tekrarlamanın önlenmeye çalışılması kokunun bozulmaması için de önem taşımaktadır.
Tekrarlamalara meydan verilmesi tekrarlayan ameliyatlara neden olacaktır. Bu bir risk olduğuna göre de operasyon önce ve sonrasında düzenli bakım ve tedavi esastır.
Şahsi uygulamamda tekrarlamaları önlemek amacı ile bir diyet listesi de hastalarıma veriyorum (aşağıda sunulmuştur) , buna uygun gıda rejimi özellikle salisilat (aspirin ve türevleri) alerjisi olanlarda önemli katkı sağlayabilmektedir.
Görüleceği gibi polipli ve hatta astması da olan hastalar bu listeyi okuduklarında “peki ne yiyeceğiz” diye sorabilirler. Bu liste öneri amaçlı olup salisilatı az miktar içeren gıdalar rahatca kullanılabilir. Başka bir deyişle örneğin elma dilim patates yemek yerine ( kabuğu ile beraber olması nedeni ile) , parmak patates, mutlaka yenmek isteniyorsa seçilebilir. Bu patates yememekten daha iyi bir seçenek olsagerektir.
Salisilat Hassasiyeti olan hastalar için rehber
Salisilat alerjisi, burunda polipler, Astması olan kişilerin almaması gereken ilaçlar ve gıdalar aşağıda listelenmiştir.
Salisilat içeren İlaçlar:
Alka-Seltzer, Coraspin, Aspirin, Dispiril, Aspergic, Ataspin, Opon vs.
Aspirin benzeri ilaçlar (NSAID’)ler: Kimyasal yapılarına göre
I. Karboksilik asitler:
a. Salisilik asit ve esterleri
b. Antranilik asit türevleri: Flufenamikasit, mefanamikasit
II. Asetik Asitler:
a. Fenilasetik Asit: Diklofenak, fenklofenak
b. Karbo ve heterosiklik asitler: İnfometazin, etodolak, sulindak, tolmeltin
III. Propronik asitler: Ebuprofen, ketoprofen, flurbiprofen, suprofen, naproxen, fenoprofen, tiaprofenik asit
IV. Fenamik Asitler: flufenamik, mefenamik, meklofenamik
V. Enolik Asitler:
a. Pirazolonlar: fenilbutazen, oksifenbutazon, azopropazon
b. Oksikamlar: piroksikam, pesoksikam, sudoksikam
VI. Nonaisidik Ajanlar: prokuazom, traramid, pflunizol, naubmetan
B.Yarı Ömürlerine Göre
I. Uzun yarı ömürlü ilaçlar (10-12 saat)
2. Diflunosel
3. Perbufen
4. Nabumeton
7. Fenilbutazon
8. Piroksikam
II. Kısa yarı ömürlü ilaçlar (6 saat den az)
1. Diklofenak
2. Etodolak
3. Fenoprofen
4. Flufenamik Asit
5. Flurbiprofen
6. İbuprofen
7. Indometazin
8. Ketoprafen
9. Pirprofen
10. Traprofenik asit
11. Tolmetin
Bu listeyi tamamlamak olası değildir. Bu nedenle aldığınız ağrı kesici ilacın etiketini okuyunuz veya eczacınıza sorunuz. Doktorunuz herhangi başka bir ağrı nedeni ile ağrı kesici yazarsa Aspirin ve soyu ilaçları yazmamasını rica ediniz. Yine de kandinizi koruyacak olan sizsiniz. İlacı alırken aspirin içerip içermediğini internet de dahil olmak üzere kaynaklarla doğrulayınız.
Gıdalar:
Olanaklarınız doğrultusunda şarküteri ürünlerinden uzak durunuz (koruyucu içerirler) . Ev yapımı veya taze yapım ürünler yemeye çalışınız.
- Boyar maddeler (E numaraları ile) : Tarrazin (102), Sarı 2G ( 107), Horozibiği ( 123), Sunset Sarısı (110) , Kırmızı ( böğürtlen, kuşburnu, vişne vs) aromaları ve jöleleri (124), Çukolata aromaları (155)
- Koruyucular: Benzoatlar ( hazır meyve sularında bulunur) : (210, 211,212,213)
Sülfidler ( Şarap / sosis / Meyve suyu/ turşular (220 – 228 arası) - Antioksidanlar: Yağlarda bulunabilir (310-312)
- Bazı Gıdalarda değişen derecelerde salisilat bulunur. Yüksek ve çok yüksek olanların çok kısıtlı tüketilmesi önerilir.
Sebzeler
- Az içeren: Bambu, Soya fazülyesi veya diğer sebze filizleri, brüksel lahanası, mor lahana, beyaz lahana, kereviz, nohut, taze Sarımsak, Frek soğanı, tane fasülyeler, pırasa, bezelye, kuru fasülye, soyulmuş patataes, kuru sovan.
- Orta içeren: Kuşkonmaz, taze fasülye, bakla, havuç, mor pancar, Karnabahar, bal kabağı, mısır tanesi, şalgam, kabuklu patates.
- Yüksek Miktar: Brokoli, salatalık, patlıcan, ıspanak, su teresi, Kuzu kulağı
- Çok Yüksek: Kırmızı biber, pul biber ( ve diğer türleri), kabak, kornişon ( turşuluk hıyar), zeytin, turp, domates ve domates ürünleri, patates kabuğu.
Meyveler
- Az içeren: Golden Tatlı Elma, Muz, Soyulmuş armut
- Orta içeren: Kırmızı elma, Greyfurt, Kivi, limon, mango, passion meyvesi, kabuklu armut, ışgın, kavun, trabzon hurması, demirhindi.
- Çok içeren: Granny smith elma, ekşi her tür elma, kiraz, liçi meyvası, şeftali, mandalina.
- Çok Fazla: Kayısı, tüm böğürtlen, berry türleri ( currant, yaban mersini vs). Portakal, erik, ananas, tüm kuru meyveler, hurma, vişne, ve bunların suları ( kısaca ağızınızda yoğun mayhoşluk uyandıranlar).
Diğer Gıdalar
- Az içren: Sarmısak, maydanoz, soya sosu, keju , patlamış mısır, kakao, keçiboynuzu, çokolata, papatya çayı, cin, vodka , viski.
- Orta Miktar: Kuruyemişler ( meyveler değil), Hindistan cevisi, susam, ay çekirdeği, bira.
- Yüksek miktar: Meyve çayları, bal, kahve
- Çok yüksek Mikar: Tüm baharatlar ve lezzet vermek içim kullanılan otlar ( biberiye, mercanköşk, reyhan, dereotu, kekik türleri, köri, zerdeçal), beyaz sirke, Worcester sosu, çay, biberiye çayı, Kuşburnu çayı, marmeladı.
Burada yazılamamış olan mayhoşluk veren her tür gıdayı az veya çok az tüketmeniz önerilir.
Bu gıda rejimi tekrarlamaların önlenmesinde katkı sağlayabilmektedir, tabii ki ek ilaçlar da kullanılarak.
Bireysel uygulamamda periodlar halinde (devamlı değil, belli sürelerde kullanıp, belli dönemler kesip bırakarak) antihistaminikler, kortikosteroid preperatlar, antilökotrienler de kullanmaktayım.
Prof. Dr. Haluk Özkarakaş
KBB & Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı